8 Mart, Dünya Kadınlar Günü!.

9 Mart 2024 Saat: 11:37
Gülden Sökelioğlu
8 Mart 1857 yılında, ABD'nin New York kentinde, bir tekstil fabrikasında yaklaşık
40 bin kadın işçi, daha iyi koşullarda çalışmak için greve başladılar

Polisin işçilere saldırması, ardından kadın işçilerin fabrikaya kilitlenmesi,
8 Mart'ı anma gününe dönüştüren olayların zeminini hazırladı.
İşçiler, fabrikanın önünde kurulan barikatlar nedeniyle yangından kaçamadılar. Haklarını arayan 120 kadın işçi yanarak can verdi.
26-27 Ağustos 1910 yılında, Danimarka'nın Kopenhag kentinde,
2.Enternasyonele bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg bir öneri sundu. 8 Mart 1857'de tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın 'Dünya Kadınlar Günü' olarak anılması önerisi bu toplantıda oy birliğiyle kabul edildi. İlk başlarda tarihi kesinleşmediği için ilkbaharda yapılan anma, ardından 8 Mart bilinciyle dalga dalga tüm dünyada hızla yayılmaya başladı.
1917 Ekim Devrimi'nin önderi ve Sovyetler Birliği'nin kurucusu Lenin döneminde, 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansında, 8 Mart tarihi kesinleşti ve
"Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak belirlendi.
1. ve 2. Dünya Savaşı yılları arasında yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda ABD'de gerçekleşen çeşitli gösterilerde anılmaya başlanınca batı ülkelerinde daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977'de 8 Mart'ın " Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti. (1)

Türkiye'de, 8 Mart, "Dünya Kadınlar Günü",
ilk kez 1921 yılında, iki komünist kız kardeş Rahime Selimova ve Nuşirvanova'nın girişimi ile gerçekleştirildi. Bu tarihten sonra yıllar boyunca 8 Mart, " Dünya Kadınlar Günü" kutlamalarına izin verilmedi. Ancak 1975 yılundan itibaren kutlanmasında İlerici Kadınlar Derneği'nin faaliyetleri etkili oldu.
12 Eylül Darbesi'nden sonra askeri cunta yönetimi tarafından 4 yıl süreyle hiçbir kutlama yapılmasına izin verilmedi.
1984'ten itibaren her yıl kadın örgütleri tarafından kutlanmaya devam edilmektedir. (2)

*
Günümüzden binlerce yıl önce Anadolu'da kurulan medeniyetlerin ( Hititler, Frigler, Lidyalılar, İyonyalılar) kanunları kadınları koruyordu.
Eski Türklerde (İskitler, Göktürkler) kadın, erkeklerle eşit haklara sahipti. Göktürk Hükümdarı olan Hakan veya Kağan, devlet işlerinin görüşüldüğü Kurultay'a eşi Katun (Hatun) ile katılır ve hatta savaşa da bazen birlikte katılırlardı.
İskit Hükümdarı Tomris ise eşini öldüren Pers Hükümdarı Darius'u (Büyük Darius) savaşta öldürmüştür.
Türklerin İslamiyeti kabulünden Kadınlar geri plana itilmiş ve sahip olduğu haklar ellerinden alınmıştır.
Osmanlı toplumunda ise, erkek, istediği kadar kadınla evlenir, " Boş ol" sözüyle boşanmış olurdu. Kadının hiçbir güvencesi yoktu.
Osmanlı Devleti'nde 1831 yılında yapılan ilk nüfus sayımında kadınlar sayılmamış, erkekler ve hayvanlar sayılmıştır.
Osmanlı'da müslüman kadınların hiçbir hakkı yoktu. Evlenme, boşanma, miras, nafaka, şahitlik, öğrenim, seçme- seçilme ve çalışma hakları konusunda kadınları erkeklerle eşit haklara kavuşturan, kölelikten kurtaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmuştur.
Avrupalı kadınlardan çok önce, 4 Ekim 1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu ileTürk kadınları,
sosyal ve ekonomik alanlarda erkeklerle eşit haklara sahip oldular. 1930'da, muhtar olma ve belediye seçimlerine katılma, 1934' te ise milletvekili seçme ve seçilme hakları verildi.
Daha önce nüfus sayımında bile sayılmayan kadınlar, Atatürk devrimleri sayesinde saygın vatandaş oldular.
Eğer kadınlarımız, aldıkları çağdaş eğitim sayesinde doktor, mühendis, avukat, eczacı, pilot, öğretmen, sporcu, sanatçı olabiliyorsa bunu Cumhuriyet'e ve yönetim biçimi olarak belirleyen Atatürk'e borçludur.
Günümüzde ise kadınlarımızın sahip olduğu haklar ellerinden alınarak eve hapsedilmek isteniyor. Çalışan kadınlar, baskı ile iş ortamından uzaklaştırılıyor, yakınları tarafından öldürülüyor ve cezalar caydırıcı olmadığı için kötü örnek oluşturuyor.
Yılda bir gün, 8 Mart'ta kadınlar toplu halde yürüyüş yapmak ve seslerini duyurmak istiyor. Ancak kadınlara karşı güvenlik güçleri orantısız güç kullanıyor. Kadınlar olarak bu durumu kınıyoruz.

-1857 yılında, çalıştıkları fabrikada yakılarak öldürülen 120 kadın işçinin...
-Kurtuluş Savaşı'nda cephe gerisinde ve cephede savaşan Anadolu kadınlarının...
- Emperyalist devletlerin başka ülkelere saldırıları sonucu yaşamını yitiren, tecavüze uğrayan, esir alınarak satılan kadınların...
İsrail saldırıları sırasında öldürülen binlerce Filistinli kadınların anılarına saygılarımla.
Fabrikada, tarlada, işyerlerinde, okullarda, evde ve hayatın her alanında çalışan kadınlarımızın " Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün insan onuruna yakışır bir şekilde anılması ve kutlanması dileğiyle.

Yazımı Atatürk'ün bir sözü ile bitirmek istiyorum:
"Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer bir milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar."(3)

Kaynak:
(1)- birgün. net
(2) -wikipedia. org
(3) -wikipedia. org

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları