Dün Torosların zirvelerindeydik. Tarih kokan taşların, vakur sütunların arasında, antik bir dünyanın kalıntılarına misafir olduk.
Damak Çatlatan Anadolu: Torosların Zirvesinde Tarih, Eteklerinde Lezzet
Kadir Uğur Yılmaz Yazdı
Uzuncaburç’taydık… Yani eski adıyla Diokaesareia. Helenistik dönemden Roma’ya, oradan Bizans’a uzanan kadim bir uygarlığın ayak izlerini, bir toz bulutu gibi yüreğimizde taşıyarak gezdik. Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Okan Özdemir, iki saate yakın anlattı. Sadece taşları değil, zamanın ruhunu da canlandırdı zihnimizde.
Zirveden dönüş yolunda, dağdan aşağıya süzülürken gözümüze bir kamp alanı ilişti: Demir Kılıç Kamp Alanı. Yolun hemen yanı başında kurulmuş, doğayla iç içe ama doğaya rağmen değil; doğayla uyum içinde bir yer.
İşletmecisi Fevzi Menteş ve Firuye Menteş. Karı koca çalışıyorlar. Her şey pırıl pırıl. Kamp sadece kamp değil. Oyun alanları, at binme sahası, karavan parkı, çadır kampı, 24 saat sıcak su ve közde çay... Güler yüz, samimiyet, misafirperverlik… Yörük kanının sıcaklığını hissediyorsunuz.
Ve tabii küflü peynirli sıkma. Üzerine sürülen tereyağıyla bir başka oluyor. Yanında közde çay… köy kahvaltısı… Anlatılmaz, yaşanır. Doğanın içinde, evcil hayvanlar dolaşıyor. Hepsi serbest, hepsi özgür. İnsan da özgürleşiyor bu manzarada.
Silifke’ye indiğimizde bir durak daha vardı. Meşhur Silifke yoğurdu. Yoğurtçu Zekeriya Şenel. “Silifke’nin yoğurdu, kız seni kimler doğurdu…” türküsünün yaşayan karşılığı. Şenel Gıda’nın sahibi adam, bu işin adamı. Sunum güzel, lezzet şahane. Hindistan’da buna “Tanrıların Yemeği” denirmiş. Gazeteci Özkan Altıntaş anlattı. Tanrılar mit olabilir ama Cengiz Han’ın yediğini bildiğim yoğurt için “Hanların Yemeği” demekte bir beis yok.
Tarsus, Erdemli, Mut, Silifke… Mersin’in incileri. Her biri ayrı bir tarih, ayrı bir doğa harikası. Bize bu güzel yolculuğu sağlayan Turizm gazetecisi Soner Kılıç’a, bizi Erdemli Belediyesi Çamlık kamp alanında Bungalovlarda ağırlayan Kültür Müdürü Kamil Boran’a ve Belediye Başkanı Mustafa Karan Bey’e teşekkür ederiz. Liyakatli yöneticiler, bu coğrafyada hâlâ işini hakkıyla yapan insanların varlığını gösteriyor.
Yörük feraseti, yöneticisine de yansımış. Buraları görmek, Anadolu’nun damarlarında hâlâ nasıl kuvvetle kan aktığını hatırlatıyor insana. Hem tarihe hem doğaya hem de insanına şapka çıkarılır.