( Mezitli Belediyesi’ne Teşekkür ederek… )
Bu yazıyı, derinden bağlı bir Mersin hemşerisi olarak, kentine ve insanına en iyisini lâyık gören bir kent yazarı kimliğiyle ve tüm önyargıların, düşüncelerin ötesinde bir duyarlıkla yazmayı bir görev ve ahlâkî yükümlülük sayarak kaleme aldım.
Mersin’de doğdum; çocukluğumda Mersin için “şirin sahil kenti” diye söz edilirdi.
Kültür Merkezi’nin önündeki kumsalda yürür, dalga seslerini dinlerdik.
Bugünkü Deniz Feneri’nin önünde Akdeniz Plajı’nda, Polis Evi’nin önünde Neptun Plajı’ndan denize girerdik.
O günleri özlemle anıyorum; çünkü o güzel zamanlar bitti!
Nasıl mı?
Birileri kentin kara alanını yetersiz bulmuş olacak ki, on binlerce yıllık tabiatın emeğiyle oluşan sahil şeridimize el uzattı; denizimizi dolgu alanlarıyla kapatmaya başladı.
Sahilimiz, kumsalımız yok oldu. Denizimizle aynı düzlemde durarak denizi seyretme imkânını, yani denizle iç içe, onunla aynı düzlemde kalarak sahilde çırpınan suları dinleme hakkını yitirdik.
Denizden üç-beş metre çalma hırsı yüzünden, dalga seslerini duyamaz ve denizin kokusunu alamaz olduk.
Mersinle denizin arası kapandı. Koca koca kayalar girdi sularla aramıza; kayaların gerisinden, sanki yitirilen bir sevgiliyi arar gibi uzaklarda n bakışıyoruz şimdi…
Artık şirin sahil kenti değildi Mersin; doğası ve kıyıları tahrip edilmiş, sahilsiz sularıyla dilsiz kalmış, denizle insanları arasına kocaman kayalar dizilmiş bir yapay kent oldu.

Dramatıik katliam yıllarını hatırlayalım:
Dolgu alanları kent merkezinden başladı, Mezitli sınırına yani Mezitli Deresi’ne kadar devam etti.
Bütün korkum Mezitli’de de dolgu alanının devam etmesiydi.
Sevindiricidir ki malum sebeplerden (!) ve çok şükür dolgu alanı devam etmedi.
Eh; bakımsız olsa da en azından doğal bir sahilimiz vardı Mezitli’de.
Yine bu dönemde bir yazlık evler furyası başladı; Erdemli’ye kadar sahillerimiz denizi de kirleten beton bloklarla dolduruldu.
Artık Mersinliler ile denizin arası tamamen kapanmıştı.
Temiz, sahili doğal durumda bir denize gitmek için en az 50 km. lik bir yolculukla Mersin’in batısına gidilebilecekti.
Tabii burada da en büyük zorluk, özellikle hafta sonları Mersin’e dönüştü: Artan trafikle saatlerce süren bir eziyetli yolculuk yapılarak Mersin’e dönülebiliyordu.
Bu akla ziyan mahrumiyet sürerken, bu yaz hepimizi şaşırtan bir gelişme yaşadık; Mezitli Belediyesi müthiş vizyoner bir proje ile Mezitli Sahilinde, sık rastlamadığımız güzellikte, tüm yan yapılarıyla mükemmel bir plaj kompleksi meydan getirdi.
Artık Mersinlilerin kilometrelerce uzağa gidip, dönüşte trafik eziyeti ile karşılaşmadan gidebilecekleri bir doğal plajları var: Soli Pompeipolis Beach.

Hasret kaldığımız doğal kum, dalgalar, deniz kokusu hepsi burada…
Kumda modern tasarımlı geniş şezlonglar, loca alanları, gölgelikler, oturma alanları, şemsiyeler, dev ağaçlar, çimler hepsi bir arada yeşille mavi birleşmiş.
Balık restoranı, vitamin bar, fastfood alanı ile de bir yeme içme bölümü oluşturulmuş. Mini golf alanı ve spor imkanları da mevcut.
Tesise girince sizi rahatsız etmeyen hoş bir müzik karşılıyor.
Kişisel deneyimlerime dayanarak rahatça ifade ediyorum: Dünyadaki turizm merkezlerindeki plajların hiç birinden aşağı kalır tarafı yok.
Genelde mükemmel tesisler yapılır, sonra da yetersiz çalışanlara teslim edilir.
Burası hiç de böyle değil…
Girişten itibaren sizi güler yüzle karşılıyorlar, tüm elemanlar amatör bir ruhla profesyonelce çalışıyorlar. En önemlisi de tesisi sahiplenmişler.
Mezitli Belediyesi’nin yaptıkları birçok güzel hizmet içinde beni en çok bu plaj projesi etkiledi.
Sırf buradan etkilendiğim için Belediye Başkanı Sn. Ahmet Serkan Tuncer’i ziyaret ederek bu değerli vizyoner hizmetinden ve bir Mersinli olarak benim büyük bir özlemimi yerine getirdiği için teşekkür ettim.

Geçtiğimiz günlerde de burayı ziyaret edip yönetici ve çalışanları ile tanıştım, bilgi aldım tesisin her köşesini dolaştım.
Buranın önceki durumunu ve buradaki tüm olumsuzlukları yakından bilen bir kişi olarak yeni tesisi sevinçle karşıladım.
Eskiden burada yaşayan bir grup köpek vardı; onları merak ettim
İnanması güç am, süren uzun çalışmalara rağmen oradan ayrılmamışlardı. Çalışmalarda onlara da anlayışla bakılmıştı; güneşlenenlerin arasında bu eski patili dostları görmek beni duygulandırdı. Bu da tesis için hoş alkışlanacak bir durum idi.
Buradaki deniz suyunun ölçümlerde “tamamen temiz” çıktığını yetkililerden öğrendim. Hatta Mersin’in batısında denize girmek için gidilen bazı yerlerden daha da temiz imiş…
Çok önemli bir ayrıntı daha: 2 bin yıllık bir limanın kıyısında, bir eski yerleşimde tarihi hissederek denize girmenin hazzı bambaşka olsa gerektir.
Şimdi burayı duyurmak, Mersinlilerin artık kolayca ulaşabilecekleri mükemmel bir tesislerinin olduğunu bilmelerini sağlamak gerekiyor.
Artık denize girmek için kilometrelerce uzağa gitmeye, dönüş trafik çilesini çekmeye gerek yok.
Fiyatı, konumu, sahili gibi çeşitli konularda, bir kısım müzmin muhalif anlayış hep olacaktır; meselâ sosyal medyada sayısız teşekkür yanında üç beş eleştiriye ben de rastladım. Olumsuz notların hiçbirinin geçerli olmadığını bizzat yerinde görerek tespit ettim.

Eleştiri konusu olan ve olabilecek her konuyu tesis yönetimi çözmüş.
Belki politik bir arka hesaba dayalı, ya da dar görüşlü bir kavrayışla söylenen bu birkaç eleştirinin geçersiz olduğuna tanıklık ettim.
Her türlü politik konumdan, önyargıdan ve tutarsız ölçüden uzak, tümüyle Mersinli hemşerilerin hak ettiği güzellikler bağlamında modern, çağdaş ve kutlanması gereken bir çalışma yapılmış.
Bu mükemmel tesisi düşünen, karar veren, oluşturan ve çalışan herkesi kutluyorum. Dilerim bu bir başlangıç olur ve devamı gelir.
Sn. Başkan Ahmet Serkan Tuncer’in şahsında Mezitli Belediyesi’ne, Mersin halkını denizle tekrar barıştıran, unutulmuş denizimize kavuşturan bu vizyoner proje için teşekkür ediyorum.
HARUN ARSLAN….02 Ağustos 2025
Not: Bu parlak projeden ilham alarak Sn. Başkan’a bir not iletmek isterim. Mezitlimiz bir kent kütüphanesine muhtaçtır. Bu ilçemizde insanlarımızın eğitim ortalaması çok yüksektir ve kitaba ulaşmakta, bir okuma mekânı bulmakta zorlandıklarını biliyorum.
Bu açıdan ”Mezitli Belediyesi Fitnat Gürsoy Kafe- Kütüphanesi” yıllardır büyük hizmet veriyor; sayısız hemşerimiz buradaki kitaplardan faydalanıyor; ama orası daha ziyade öğrenci etüt salonu gibi yoğun çalışıyor, ki bu da bir hayırlı hizmettir. Buradaki başarılı deneyim ve hâlen devam eden hizmetler için ilgili kişiye, Sn. Onur Baysal’a teşekkür borçluyuz; değerli bir tecrübeye sahiptir ve onunla mutlaka konuşulmalıdır; bir KENT KÜTÜHANESİ için belki buradan başlanabilir ya da daha ötesi için adım atılabilir.