Eminems Zeytinyağı’nın hikâyesi – Emine Colin ve Anita Zachou ile özel röporta


Eminems Zeytinyağı’nın hikâyesi

Röportaj: Kadir Uğur Yılmaz
Eminems’in değirmeni Milas’ın Altını Saf ve doğal Zeytinyağını üretiyor
Milas’ın toprağı bir başka kokar. Sabahın ilk ışıkları zeytin dallarının arasından süzülürken, doğa sanki bereketin nefesini verir bu topraklara. Kökleri binlerce yıl öncesine uzanan zeytin ağacı, yalnızca bir meyve değil; bir kültürün, bir medeniyetin, bir yaşam biçiminin simgesidir. Her damlası tarih, her kokusu Anadolu’dur.
Milas’ın bereketli topraklarında doğan The Mill Eminems ve Oro Di Milas Zeytinyağları, bu kadim hikâyeyi yeniden yazan bir marka. Arkasında vizyoner bir kadın var:Emine Colin. O, yalnızca zeytinyağı üreten biri değil; toprakla, doğayla, insanla bağ kuran bir gönüllü.
Yanında ise dünyanın dört bir yanında zeytinyağı tadımı yapan, uluslararası yarışmalarda jüri üyeliği yapan bir isim: Ziraat Mühendisi ve Zeytinyağı uzmanı Anita Zachou.
İkisi bir araya geldiğinde ortaya çıkan şey sadece zeytinyağı değil; bir yaşam felsefesi.
“Biz zeytinyağı üretmiyoruz, bir kültürü yaşatıyoruz”
The Mill Eminems’in ve Oro Di Milas'ın kurucusu Emine Colin, Milas’ta başladığı bu yolculuğu anlatırken, sözlerinin her satırında idealizmin izi hissediliyor:
“İşe başlarken amacımız zeytinyağımızı dünyaya tanıtmaktı. Ama ne yazık ki bölge halkı bu tür girişimleri hemen pek içselleştiremiyor. Arazi fiyatları, işçilik ücretleri, ürün bedelleri bir anda artıyor. Değer kattıkça, herkes o değerden pay almak istiyor. Oysa biz, tanıtım için rekabet edilebilir fiyat dengesine ihtiyacımız olduğunu anlatmakta zorlanıyoruz.”

Colin, sadece üretim değil, kültür ihraç etmek istediklerini vurguluyor:
“Türkiye kültürel anlamda dünyaya tanıtılmalı. Biz yalnızca zeytinyağı değil, yemeklerimizi, sofralarımızı, toprağımızın ruhunu tanıtmak istiyoruz. Çünkü bizim hikâyemiz sadece bir ürünün değil, bir milletin emeğinin hikâyesidir.”
“Zeytinyağı bir sanattır” – Anita Zachou’nun gözüyle kalite
Eminems’in dünya çapındaki markası Oro Di Milas’ın kalite yüzü, dünyaca ünlü Zeytin eksperi Anita Zachou, zeytinyağını sadece bir gıda değil, bir sanat eseri gibi görüyor.
Zachou 12 yıldır zeytinyağı tadımı yapıyor, Mikonos Adası’nda zeytinyağı turizmi üzerine çalışmalar yürütüyor ve uluslararası yarışmalarda jüri üyeliği yapıyor. Her sabah yeni üretilen zeytinyağlarının tadına bakarak güne başlıyor:
“Yeşil zeytin daha acıdır, delice zeytin ise daha yüksek fenol değere sahiptir. Soğuk sıkım 28 derecenin altında yapılmalı. Ama en önemlisi, zeytin sağlıklı olacak, çürük ve hasta olmayacak, toplandıktan sonra 8 saat içinde sıkılacak. Bu bir sanat ve aynı zamanda bilimdir.”
Anita, Türkiye’nin bu konuda büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurguluyor:
“İspanya ve İtalya yıllardır devlet destekli projelerle zeytinyağını bir kültürel simge haline getirdi. Tunus, Ürdün gibi ülkeler bile bu konuda ciddi adımlar atıyor. Türkiye’nin toprağı, iklimi, zeytin çeşitliliği ile aslında dünyada bir numara olabilecek potansiyele sahip. Ancak bu potansiyeli doğru tanıtım ve kalite yönetimiyle desteklemek gerekiyor.”

Zachou’ya göre, Türkiye’nin imajını zedeleyen unsur, endüstriyel üretim algısı.
“Yüksek hacimli ama düşük kaliteyle üretilen yağlar, Avrupa’da sadece Türk tüketicisine hitap ediyor. Oysa gerçek marka olmak için kaliteye, duyguya, hikâyeye yatırım yapmak gerek. Zeytinyağının kokusu, rengi, tadı kadar, insanının da ruhu tanıtılmalı.”
Toprak, çevre, bilinç: Emine Colin’in ekolojik vizyonu
Emine Colin’in konuşurken en çok üzerinde durduğu konulardan biri çevre.
Milas’ın verimli topraklarının, bilinçsizlik yüzünden kirlenmesine yüreği razı olmuyor:
“Toprağa bakmak lazım. Eğer toprağın kıymetini bilseler, plastik gömmezlerdi. Milas’ta çevre bilinci zayıf. Ekindere Barajı çöp alanına dönmüş durumda. Geri dönüşüm kültürünü geliştirmeliyiz. Köyleri dolaşarak eğitim vermek istiyorum. Geri dönüşüm konteynerleri, özel girişimler, sivil farkındalık olmadan bu iş yürümez.”
Colin, bu konuda yerel yönetimlerle, kaymakamlıklarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliğine açık olduklarını söylüyor:
“Biz çevre konusunda yapılacak her projenin içinde oluruz. Çünkü bu yalnızca bir üretim değil, bir vicdan meselesi. Toprağa ihanet eden, geleceğe ihanet eder.”
Agro-turizm: Zeytinyağının ötesinde bir vizyon
The mill Eminems ve Oro Di Milas markasıyla klasik bir üretim tesisinden çok daha fazlası olmayı hedefliyor.
Emine Colin’in planladığı agro-turizm modeli, hem ekonomik hem kültürel bir dönüşüm projesi niteliğinde:
“Bizim hedefimiz sadece para kazanmak değil. Bu bütçeyle başka yatırımlar yapılabilir ama bizim vizyonumuz daha geniş: agro-turizmle hem ekonomiye hem bilince katkı sunmak. İnsanlar zeytin toplamayı, sıkımı, tadımı, hatta toprağın kokusunu öğrenmeli. Bu toprakla kurulan bağ, markalaşmanın en güçlü temeli.”

Colin’e göre agro-turizm, bölgenin geleceği için anahtar niteliğinde.
Bu sayede hem üretici kazanacak hem de bölge turizmi yeni bir soluk bulacak.
The Mill Eminems tesislerinde düzenlenecek etkinlikler, tadım atölyeleri, gastronomi günleri ve çevre bilinci seminerleriyle Milas, sadece zeytinyağıyla değil, kültürüyle de anılacak.
Küresel pazar, yerel değer
Emine Colin ve Anita Zachou’nun ortak vizyonu, “yerel değerle küresel marka” olmak.
Bu nedenle üretimde kaliteyi, pazarlamada hikâyeyi merkeze alıyorlar.
Emine Colin’in ifadesiyle:
“İspanya, İtalya gibi ülkeler, zeytinyağını sadece bir gıda değil, bir kültür elçisi haline getirdi. Bizim ülkemiz hâlâ tanıtımda çok geride. Oysa elimizde paha biçilmez bir hazine var. Her damla zeytinyağı bu toprakların ruhunu taşıyor. Biz bu ruhu dünyaya anlatmak istiyoruz.”
Kur baskısı, ekonomik dalgalanmalar, artan maliyetler...
Colin tüm bu zorluklara rağmen umutlu:
“Zor günler geçiyoruz ama toprak sabırlıdır. Eker, beklersiniz, sonunda size karşılığını verir. Bizim işimiz sabır işi. Çünkü biz zeytinyağı üretmiyoruz, bu toprakların kültürünü yaşatıyoruz.”

Bir damla zeytinyağında Anadolu’nun sesi
The Mill Eminems ve Oro Di Milas’ın hikâyesi, bir markanın değil, bir felsefenin hikâyesi.
Toprağa, emeğe, doğaya, kültüre saygının yeniden hatırlatıldığı bir çağrı.
Emine Colin ve Anita Zachou, sadece üretici değil; öğretici, rehber, gönüllü.
Her sabah taze yağların tadına bakarak güne başlıyorlar. O tadımda sadece aromalar değil, Anadolu’nun sesi, Milas’ın nefesi, emeğin hakkı var.
Belki de bu yüzden Anita Zachou’nun şu sözü her şeyi özetliyor:
“Zeytinyağı bir sanattır. Ama bu sanatın en güzel yönü, doğanın elinden çıkmasıdır.”
İşte bu düsturlarla çalışan bu muhteşem ekip aldığı Uluslararası ödüllerle, Milas’ı bütün dünyada tanıttı.
Ve o ödüller işte bunlar;
Oro Di Milas – Dünya Çapında Ödüller
Los Angeles International Best of Class – Best of Class
Los Angeles International – Altın Madalya
Los Angeles International Packaging Design – Altın Madalya
NYIOOC 2023 – Altın Madalya
Japan Olive Oil Prize – Altın Madalya
ESAO Awards – İkincilik Ödülü
Eminems Değirmeni – Ödüller
ESAO Awards – Birincilik Ödülü
NYIOOC 2023 – Altın Madalya
Japan Olive Oil Prize – Gümüş Madalya
Los Angeles International – Gümüş Madalya
Los Angeles International Packaging Design – Bronz Madalya

Bu güzel sohbetin sonunda şu güzel cümleleri koymadan bu sohbet bitmezdi. Ne diyor şair “Aşk ile çalışan yorulmaz" ben o aşkı her iki hanımefendinin gözlerine bakarken gördüm.