Biri bu başkanı durdursun! Çünkü görevde olduğu günden beri Afyonkarahisar için adeta tarih yazıyor.
Bahsettiğim isim, Belediye Başkanı Burcu Köksal. Siyasette iddia çok olur ama icraat her zaman konuşur. İşte Köksal, laf değil iş üretiyor.
19 Eylül’de başlayan Uluslararası Gastronomi ve Mermer Festivali bunun en somut örneği. Türk mutfağının zenginliğini, Afyon’un eşsiz lezzetlerini dünyaya tanıtmak zaten başlı başına devasa bir organizasyon. Ama mesele sadece yemek değil. Asıl büyük iş, mermerle sanatı buluşturan o ufuk açıcı girişimdir.
Kim derdi ki Anadolu’nun kadim mermer işçiliği, yıllar sonra böylesine bir sanat şöleniyle yeniden hayat bulacak? Sezer Sançar hanımefendinin öncülüğünde düzenlenen Uluslararası Mermer Sanat Fuarı, aslında sadece bir fuar değil, unutulmaya yüz tutmuş bir geleneğe adeta kalp masajı. Dünyanın dört bir yanından 180’in üzerinde sanatçının başvurduğu bu sempozyuma yalnızca birkaç seçkin isim kabul edildi.
Japonya’dan Hiroyuki Asakawa, Gürcistan’dan Ivan Tsiskadze, Hindistan’dan Tutu Pattnaik, Kosta Rika’dan Ulises Jiménez Obregón, Polonya’dan Wiktor Kopacz… Ve elbette Türkiye’den D. Tülay Özkul, Ebru Akıncı, Hanife Neris, İlhan Kaya, Nesrin Karacan gibi değerli sanatçılar… Yedek listede İrlanda’dan Martha Quinn ve İran’dan Hossein Mollaei Foomani yer aldı. Bu tablo tek başına Afyonkarahisar’ı dünya sanat haritasına yerleştirmeye yetiyor.
Ama festival sadece sanatla sınırlı kalmadı. Rekorların da adresi oldu. 15 bin yumurta ile yapılan dünyanın en büyük sucuklu yumurtası Afyonkarahisar’da pişirildi. Evet, yanlış duymadınız: 15 bin yumurta! Yumurta sponsoru ise üç kuşaktır bu işin içinde olan Kumartaşlı ailesi. İsmail Hakkı Kumartaşlı’nın özellikle vurguladığı gibi, bu dev organizasyonda kullanılan yumurtaların hepsi gezen tavuk yumurtasıydı. Yani işin içinde hem lezzet hem de sağlık vardı.
Bu tabloya bakınca görüyoruz ki Afyonkarahisar sadece tarihî ve kültürel zenginliğiyle değil, aynı zamanda sanatla, gastronomiyle ve rekorlarla dünyaya açılıyor. İşin en dikkat çekici yanı ise, bütün bunların başında bir vizyoner belediye başkanının bulunması. Burcu Köksal, gösterişe değil hizmete koşuyor. Halkın karşısına boş sözlerle değil, elle tutulur projelerle çıkıyor.
Bir yanda Afyon mutfağını küresel vitrine çıkarıyor, diğer yanda bin yıllık mermer işçiliğini yeniden canlandırıyor. Bu şehir, doğru ellerde olduğunda neler başarabileceğini dosta düşmana gösteriyor.
O yüzden diyorum ki: Biri bu başkanı durdursun! Çünkü böyle giderse Afyonkarahisar, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın kültür ve sanat merkezlerinden biri olacak. Ve bu başarıda Burcu Köksal’ın adı altın harflerle yazılacak.