
Geçtiğimiz günlerde Milas’ın bereketli topraklarında, zeytin ağaçlarının gölgesinde tarihle yeniden kucaklaştık.
Euromos Antik Kenti’nde yapılan kazı ve restorasyon çalışmalarını yerinde inceledik, kazı başkanı Abuzer Kızıl hocamızla da uzun bir sohbet etme fırsatı bulduk. Hocamızın anlattıkları, yalnızca arkeolojik bir bilgi değil; aslında geçmişten bugüne uzanan bir ders niteliğindeydi.
Euromos Tapınağı, yapıldığı dönemde tam olarak bitirilememiş. Dönemin ileri gelenleri, şehir eşrafı diyelim, tapınağın tamamlanması için maddi destek sağlamışlar. Bunun karşılığında da adları, yaptırdıkları sütunlara kazınarak ölümsüzleştirilmiş. O sütunlar hâlâ ayakta... Ve o isimler, binlerce yıldır taşlarda yankılanıyor.
Daha da ilginci, o sütunlardan yedisinin bir tıp doktoru tarafından yaptırılmış olması. Düşünün, iki bin yıl önce bir hekim yalnızca hastaları değil, kültürünü ve kentini de iyileştiriyor. Bu, bugünün dünyasında bile zor rastlanacak bir vizyon.
Abuzer Kızıl hocamız, o kadim geleneği yeniden canlandırmayı önerdi. Dedi ki:
“Tıpkı ilk inşa edildiği yıllarda olduğu gibi, bugünün ileri gelenleri de birer sütuna sponsor olursa, hem restorasyon hem kazı çalışmaları daha hızlı ilerler.”
Bu teklif kulağa sadece mantıklı değil, aynı zamanda çok zarif geliyor. Çünkü tarih sadece kazılarla değil, dayanışmayla da ayağa kalkar.
Turizm gazetecisi Soner Kılıç da bu güzel fikri Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz’a iletmiş. Başkan Topuz’un yanıtı, Milaslıya yakışır bir samimiyetle olmuş:
“Gerekirse sütunları kendi ellerimle, sırtıma alır koyarım! Destek olanların adına da belediye olarak plaket veririm.”
İşte bu cümlede hem gönül hem vizyon var.
Şimdi buradan seslenelim: Milas Ticaret Odası’na kayıtlı iş insanlarına, bölgedeki turizm yatırımcılarına, hatta ülke genelindeki büyük otel zincirlerine...
Euromos’un sütunlarına destek vermek, yalnızca bir restorasyona katkı değil, tarihe, medeniyete ve Türk turizmine bir imza atmaktır. Bugün bir sütun yaptıran, yarın adını yalnızca mermerde değil, tarihin sayfalarında da yaşatır.
Ayrıca bu, modern çağın en akıllı reklamlarından biri olur. Düşünün; otelinizin veya markanızın adı, iki bin yıl sonra bile bir tapınağın sütununda duruyor! Böyle bir tanıtımı hiçbir kampanya sağlayamaz.
Kısacası, Euromos yeniden doğmak üzere...
Yeter ki bu topraklarda yaşayanlar, geçmişine sırt çevirmesin.
Milas’ın zeytinlikleri kadar köklü, tarihi kadar asil bir kültür var burada.
Ve o kültür, yeniden sütun sütun yükselmeyi bekliyor.
Destek olun… Çünkü tarih, destek olanları asla unutmaz.

